DR. ARTUN COACHING
  • Home
  • ABOUT
  • COACHING
  • TESTIMONIALS
  • Resources
  • Blog
  • Contact

covıd-19'dan bıreysel lıderlıge

4/12/2020

2 Comments

 
Picture
Nazan Artun PhD, RPh
​

‘Trajik İyimserlik/Optimism” hayatta acı, suçluluk, ölüm durumlarının olmasına rağmen kişinin iyimser kalması olarak tanımlanabilir. Tüm bu trajik olaylara rağmen hayata “Evet” demek nasıl mümkün olabilir? Hayat, trajik yönlerine rağmen potansiyelini nasıl koruyabilir? Viktor Frankl’a göre hayat her durumda, hatta en sefil durumlarda bile anlamlıdır. Bu inanç, insanın yaşamının olumsuz yönlerini yaratıcı bir şekilde olumlu ya da yapıcı bir şeye dönüştürebilme kapasitesinin altını çizer. Başka bir deyişle herhangi bir durumda en iyiyi (en iyi=Latince optimum) yapmak önemlidir. Trajediler karşısında ve her zaman en iyinin olmasına izin veren yaklaşım üç madde ile özetlenebilir.
 
1- Istırapları bir insan için bir kazanıma ve başarıya dönüştürmek,
2- Suçluluk duygusunu kendini daha iyiye dönüştürme fırsatı olarak görmek,
3- Yaşamın bir sonu (fanilik) olduğunu göz önünde bulundurarak hayatımızın sorumluluğunu üstlenmek.
 
Kriz Anları ve Farklı Duygusal Kimlikler
 
Peki, Viktor Frankl’ın değindiği insanın trajedileri olumlu deneyimlere dönüştürme kapasitesinin önündeki engel nedir? Bu engelin kriz anlarında insanların duygularını deneyimleme yoğunluğu ve farklılıkları olduğu düşünülebilir mi? Temple Üniversitesinde öğretim üyesi olan psikolog Suzanne Miller tarafından geliştirilen “Türbülansa Giren Uçak Psikolojik Testi”; kriz anlarında insanların uyanık olma eğiliminde olup olmadıklarını, strese yol açan durumun her ayrıntısına dikkatle katılıp katılmadıklarını veya bunun gibi endişeli anlarla ilgilenip ilgilenmediklerini değerlendirmektedir.
 
Bu deneyde, seyir halindeki bir uçakta kaptan pilotun “Bayanlar baylar, uçağımız biraz sonra türbülansa girecektir. Lütfen yerlerinize oturun ve kemerlerinizi bağlayın.” anonsu sonrası şiddetle sarsılan uçaktaki insanların bu stresli duruma verdikleri farklı iki tip tepki karşılaştırılmıştır. Bir grup, kendisini okuduğu kitaba, dergiye ya da izlediği filme kaptırmaya devam edip, bir nevi dikkatini bu stresli durumdan uzaklaştırmaya çalışırken; diğer bir grup da acil durum kartlarını çıkarıp gözden geçirmeye başlamış, uçuş görevlilerinin davranışlarını yakından takibe alıp panik belirtileri gösterip göstermediklerine odaklanmıştır.
 
Stresli bir durum karşısında bu iki farklı dikkat duruşunun, insanların kendi duygusal tepkilerini nasıl yaşadıkları konusunda çok farklı sonuçları vardır. Baskı altındayken kendini olaya kaptıranlar, bu kadar dikkatle olaya katılma eylemiyle, odaklarının kendi farkındalıklarından da uzaklaştığı göz önünde de bulundurulduğunda, farkında olmadan, daha büyük tepkiler verebilirler. Sonuç, duyguların daha yoğun görünmesidir. Bu tip durumlarda dikkatlerini farklı olay ve etkenlere yönlendirerek dikkatlerini dağıtmaya çalışanlar ise duygusal tepkilerinin deneyimini en aza indirirler. Bu yanıtlardan hangisinin bize doğal geldiği, baskı altında tercih edilen dikkat duruşumuzun bir işaretidir.
 
Karantina Döneminde Gelişime Odaklanmak
 
Tüm bu ön bilgiler, dünyanın dört bir yanını etkisi altına alan ve insanları hiç alışık olmadıkları yeni bir normale zorlayan en önemli stres faktörü COVID-19 pandemisi ile nasıl ilişkilendirilebilir? COVID-19 salgını, özellikle modern yaşamın her zamankinden hızlı ilerlediği bir anda insanoğlunu beklenmedik bir şekilde yakaladı ve insanları alışık oldukları bütün rutinlerini bırakıp evlerinde ve birbirlerinden uzak kalmalarına zorladı. Toplum bireyleri, tüm bu sürecin geçici olduğu yanılgısından yavaş yavaş uyandıktan sonra, sosyal ve iş yaşamlarını sıra dışı bir şekilde sürdürmeye çalışmaktadırlar. Belki de insanoğlu uzun zamandır ilk kez bu kadar kendi kendiyle ve duygu dünyasıyla baş başa kalıyor. Çoğu kadim bilgi, insanın kendi efendisi olmasının en zorlu çalışma olduğunu ve kişisel büyüme için de bir o kadar önemli olduğunu vurgulasa da, teknoloji ve sosyal medya çağının yarattığı dikkat dağıtıcılarla insanoğlu bu gerçekten kaçabilme konusunda uzun zamandır iyi iş çıkarıyordu. Kişinin kendi efendisi olması, çağımız tanımlamasıyla bireysel liderlik yeteneği olarak da tanımlanabilir. Yani bireyin kendi hayatını, alışkanlıklarını, ilişkilerini, rutinlerini, duygu durumlarını mercek altına alıp kendi kendini değerlendirmesi ve gelişime ihtiyaç olan alanlarda kendine hedefler belirleyip bu konularda çalışmalar yapması olarak açıklanabilir. Dünyaya geldiğimiz andan bu yana edindiğimiz düşüncelerimiz, inançlarımız, yargılarımız, duygu ve alışkanlık kalıplarımız, bu süreci olduğundan daha da zorlaştırabilir. Tam da bu yüzden Jim Roth, “Her gün zihninizin kapısında beklemeye devam edin” diye insanoğlunu uyarmaktadır. Bu sebeplerden dolayı COVID-19 pandemisi insanoğluna bir trajediden bireysel büyüme olanağını sağlayabilir. Bu kriz ve değişim anı, Simon Sinek’in önerdiği gibi varoluşsal esnekliğin bizim için ne anlama geldiği ve kendimizi bu duruma nasıl hazırlayabileceğimize dair bir fırsat sunmaktadır. 
 
Peki, Neler Yapılabilir?
 
Her birey, pandemi travmasıyla (ne yazık ki bu travmatik bir durum ve sonuçları yakın gelecekte görülecektir) kendine özgü kişisel yollarla başa çıkmaya çalışmaktadır. Kişinin kendini geliştirmesi yine kişiye özgü bir yol olmakla birlikte genel olarak şu önerilerde bulunulabilir:

  • Bu süreçte kendimizi, ailemizi ve toplumumuzu korumak ve kurallara uymak adına Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sağlık Bakanlığı vb. güvenilir haber kaynaklarını takip etmek en doğrusu olabilir. Aynı zamanda bilgi kirliliğine yol açabilecek sosyal medya ve diğer spekülatif kaynaklar ile mesafeli olunabilir. Her ne kadar birbirimiz ile bağlantıda kalma ihtiyacımız olsa da bu şartlarda yine de dijital minimalizm uygulamaya devam edilebilir.

  • Stresli zamanlarda fiziksel ve zihinsel sağlığımızı her zamankinden fazla korumamız gerekmektedir. Özellikle bir de karşımızda bağışıklık sistemimizle birebir savaşa giren bir hastalık etkeni varsa… Bu sebeple düzenli uyku, egzersiz ve sağlıklı beslenme konusunda daha disiplinli olunmasında fayda vardır.

  • Toplumun bir kesiminin evden çalışması, okulların online eğitime geçmesi ve belirli yaş grupları için sokağa çıkma yasağının olması, herkesin hayatında yeni yaşam dinamikleri oluşmasına neden oldu.  Bu değişimleri gözden geçirip yeni günlük rutinler ve ritüeller oluşturulabilir. Evden çalışmak her ne kadar cazip bir fikir olsa da kendine göre zorlukları bulunmaktadır. Bu süreç sırasında ev ofisi rutinleri oluşturulabilir. Ayrıca, gün içerisindeki en verimli saatlerimizi göz önünde bulundurarak çalışma planlanımızı oluşturabilir, böylelikle evden çalışmanın zorluklarını en aza indirgeyebiliriz.

  • Pandemi sebebiyle sosyal ve çalışma hayatımız büyük bir kısıtlama altına girmiş olsa bile bu stresli dönemin bizlere en büyük katkısı zamanımızı, kendimize ve ailemize ayırabileceğimiz bir şekilde daha esnek ve özgür hale getirmiş olmasıdır. Bu durum bir fırsata çevirilip zaman akıllıca kullanıldığında, yeni beceriler edinilebilir ya da geliştirmek istediğiniz becerilere vakit ayırılabilir.

  • Özellikle bu dönemde sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla ve aile fertlerimizle düzenli iletişim kurmak alışkanlığı edinilebilir. Dijital minimalizm, sosyal çevremizden uzak durmamız anlamına gelmemektedir. İletişimimizin % 90’ının kelimelerin yardımı olmadan gerçekleştiği düşünülürse video görüşmeleri ile çevremizle bağlantıda kalmak en verimli iletişim yöntemi olabilir.

  • Tüm bu süreçte doğal olarak stresli durumlara ve negatif haberlere sık sık maruz kalınsa da umut etmeye ve her şeyin ilahi bir sebebi olduğunun farkında olarak hayata olumlu açıdan bakmaya çaba gösterilebilir. Pozitife odaklanmak, çoğu birey için gerçeklikten uzaklaşmak, yapmacık ve samimiyetsiz olarak algılanabilir. Ancak durum her ne kadar kötü olursa olsun sonunda her şeyin düzeleceğini düşünmek -umut etmek- insan için temel bir ihtiyaçtır.
2 Comments
Yeşim
4/14/2020 01:13:15 am

Bilimsel,aydınlatıcı,ikna edici ve hakiki....
İçgüdüsel olarak uyguladığımı farkettim☺️
Teşekkürler Nazancım😘

Reply
Animal Removal Iowa link
2/26/2023 11:59:34 am

Greaat reading your blog

Reply



Leave a Reply.

    RSS Feed

    ARTICLES

    pulse check, how are you?​
    ​

    COACH YOURSELF TO TRACK YOUR ACCOUNTABILITY FOR 2021 GOALS

    SELF RECOVERY EFFORTS FROM GRIEF DURING PANDEMIC


    ZOR ZAMANLARDA BEKLENMEDIK YAS ILE BASA CIKMA YONTEMLERI ​

    COVID-19 PANDEMIC- AN OPPORTUNITY FOR PERSONAL LEADERSHIP
    ​

    COVID-19'dan Bireysel liderliğe
     
    personalized origin of happiness

    ​
    MUTLULUK VE DİĞER HERŞEY

    does prıorıtızıng self-care mean betraying your patient care? 


  • Home
  • ABOUT
  • COACHING
  • TESTIMONIALS
  • Resources
  • Blog
  • Contact